Jan 30, 2011

Sünüberry ve Otların Şahı Kişniş

Sıradaki parçamız yalnızca bitki yiyen dost(lar)a geliyor: Sünüberi.

Sünüberi ve dostu yoğurt

Herkes beni Antepli olarak bilir, oysaki babam İskenderunlu ve benim kıymetli kütüğüm de evlenene kadar bu nadide ilçe irimizdeydi. İşte bu yüzdendir ki, evimizde Antep kadar olmasa da Antakya yemekleri de pişer. Sünüberi de bu yemeklerden biri. Gerçi annemle tarifin detaylarını konuşurken, ‘Serap Ablan çok sever, SENEDE BİR mutlaka yapar!’ diye bir cümle kurdu, ama inanın bana güzel bir yemek. Zevcim bile, ‘İki gün üstüste yenebilir, ıspanak gibi değil,’ dedi, ki bu kendisinin et içermeyen bir yemeğe yapabileceği en büyük iltifattır.

Sizi yemekten daha fazla soğutmadan tarife geçeyim:

3 patlıcan
1 su bardağı mercimek
½ su bardağı geceden ıslatılmış nohut
2-3 domates
3 soğan
İsteğe bağlı olarak 2-3 diş sarımsak
Varsa kurutulmuş biber
1’er yemek kaşığı domates ve biber salçası
1 çay bardağı zeytinyağı
Tuz, karabiber ve varsa yenibahar
½ limonun suyu ya da limon tuzu

1. Patlıcanları alacalı olarak soyup, kalın bir parmak kalınlığında (1.5 cm kadar) dilimliyoruz. Dilimleri, patlıcanın acısının çıkması için 15-20 dakika kadar tuzlu suda bekletiyoruz.

Aslında patlıcanları alacalı soyduktan sonra boydan ikiye bölüp içini biraz
oymak gerekiyor diğer malzemeleri koymak için, orijinali böyle tarifin, ama tadı
fark etmiyor tabii sonunda.


2. Soğanları yemeklik, domatesleri de küp şeklinde doğruyor ve diğer tüm malzemelerle karıştırıp, iyice harmanlıyoruz. Sarımsak ve kurutulmuş biberler de bu aşamada ekleniyor, istenirse.

3. Derin bir tencereye bir sıra patlıcan – bir sıra iç şeklinde yerleştiriyoruz. En üste de dolma taşını koyuyoruz (O da ne, demeyin. Fotoğrafı aşağıda, Antebim’in gözünü sevdiğim mutfak eşyalarından biri). Dolma taşı yoksa, porselen bir tabağı ters çevirip koyuyoruz, amaç su ekledikten sonra tüm malzemelerin suyun altında kalması, yüzmemesi. Dolma taşını / tabağı geçecek kadar su ekleyip ocağa koyuyoruz.

Her eve lazım dolma taşı

4. Kaynamaya başlayınca altını kısıyor, en az 1 saat kadar (nohudun inadına bağlı olarak süre 1.5 saate kadar uzayabiliyor) pişiriyoruz. Pişmesine az zaman kala limon suyunu veya tuzu eklemeyi unutmuyoruz.

Eğer sulu patlıcan yemeklerinden, patlıcanın dokusundan hoşlanmıyorsanız, patlıcanları önceden hafifçe zeytinyağında çevirip öyle kullanabilirsiniz. Bu durumda tabii kullanılan zeytinyağı miktarını azaltmanız gerekir.

Kişniş konusuna gelirsek, yemek piştikten sonra eklenen ince ince kıyılmış taze kişniş inanılmaz lezzet katıyor. Bu eklemeyi ben uydurdum, ama çok güzel oldu. O kadar ki, taze kişniş bulabileceğinizi biliyorsanız, hiç üşenmeyin, artık Makro mu olur, Migros mu olur bilemem, gidin alın. Olmadı balkonda yetiştirin. Bir demeti nasıl kullanacağım, diye düşünmeyin. Taze kişniş özellikle bakliyata çok yakışıyor. Bir de yakın zamanda vereceğim Guacamole tarifinin olmazsa olmazı.

Benim 20’li yaşlara kadar adını dahi bilmediğim, ilk tanıdığımda sevmediğim, ama şimdi bayılarak yediğim, çok keskin bir tadı olan bu otun tek kötü özelliği, görüntüsünün maydanoza çok benzemesi. Zira tipi maydanoza benziyor diye onun yerine kullanırsanız, sonuç hüsran olur, söyleyeyim. Sabun yemiş gibi hissedebilirsiniz kendinizi. Uyarmadı demeyin.

2 comments:

  1. yalnızca bitki yiyenleri unutmamanız takdire şayan.

    bize dönük tariflerin devamını bekliyoruz, bir de veji LABEL'ı oluşturursanız, bizim için kolaylık olur, etleri görmeden bakıveririz tariflere.

    fotograf ekleme iyi fikir, soğan çorbasına da bir fotograf alabilir miyiz?

    sağlıcakla...

    ReplyDelete
  2. Sitemiz henüz yapım aşamasında :) Hele LABEL yapacak kadar tarif biriksin, hele bir ele gelsin blog, o zaman yapacağım.

    Daha Berlin'den restoran yorumları da gelecek, sinirimi hoplatan detaylar da, ooo çok şey var.

    Fotoğrafları ben de seviyorum, ancak maalesef soğan çorbası içileli çok oldu. Zaten o tarif deneme amaçlı girildi. Yenisini yapınca koyarım, söz.

    ReplyDelete